2023’e kadar 25 bin dolar milli gelire ulaşabilir miyiz
Erzurum Seçimleri- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti’nin başına yeniden geçtiği kongrede 2023 hedefi için milli geliri 25 bin dolar olarak işaret etti. Ekonominin duraklama dönemine girdiği şu dönemde rakamlar bu hedefi yakalamanın zor olduğuna işaret ediyor… Nasıl mı? İnceleyelim.
2016 yılında Türkiye ekonomisi 2 trilyon 590 milyar 517 milyon TL’lik bir hacim yaratmayı başardı. 25 bin dolarlık milli gelir hedefi için ekonomimizin hacmini 6 yıl içerisinde 6 trilyon 420 milyar 434 milyon liraya çıkarmamız gerekiyor (Nüfusun ve dolar kurunun artmadığını varsayıyoruz). Yani son yıllarda büyümekte zorlanan Türkiye ekonomisinin geriye kalan 6 yılda yüzde 240 büyümesi gerekiyor. 2016 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 2.9 büyüdüğünü hatırlatmak gerek.
DOLAR BAZINDA FAKİRLEŞİYORUZ
Türkiye ekonomisi 2015 yılında yüzde 6.1 büyümüştü. 2016 yılında ise ekonomi yüzde 2.9 büyüdü. Milli gelir 2015 yılında yapılan revizyonla 11 bin 14 dolara çıkarılmıştı. 2016 yılında milli gelirimiz 10 bin 807 dolara düştü. Yani Türkiye 2016 yılında bir önceki yıla göre 207 dolar daha fakirledi. 2015 yılında bir vatandaş yılda ortalama 29 bin 885 TL kazanırken 2016 yılında bu rakam 32 bin 676 TL'ye çıktı.
ENVER ERKAN: İDEAL BİR BÜYÜME MODELİMİZ YOK
Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan Türkiye’nin büyüme modelinin ideal bir model olmadığını belirtiyor. Erkan üretime dayanmayan büyüme modelinin sürdürülebilir olmadığı varsayımı ile sanayinin üretimdeki ağırlığının azalma trendine dikkat çekiyor. Sozcu.com.tr’ye açıklamalarda bulunan Erkan, “Olması gereken; üretim ve ihracata bağlı bir büyüme modeline entegre olmaktır. Türkiye'nin baz metaller açısından zengin olmaması, sanayi üretimi ve ihracatında ithal girdi ihtiyacını artıran bir etmendir. Bu nedenden dolayı ithalat daralması belki numerik olarak dış açık bilançosuna olumlu yansıyor, ancak ithalattaki küçülme ihracata da yansıdığı için ekonomiye etkisi daraltıcı olmaktadır.
‘İLK VE ORTA DERECELİ EĞİTİME ÖNEM VERİLMELİ’
Türkiye'nin kaynaklarını değerlendirmesi, üretimde uzmanlaşacağı alanları belirlemesi ve rekabetçi olacağı sektörlerde üretimi artırması şarttır. Ar-Ge harcamaları artırılmalı, seçilmiş sektörlerde modern teknolojiyle yatırım yapılmalıdır. Ayrıca sadece yüksek öğrenime veya mesleki eğitime değil, ilk ve orta dereceli eğitime de önem verilerek altyapı oluşturulmalı ve nitelikli iş gücünün yetişmesi sağlanmalıdır. Bu aynı zamanda alt ve üst gelir grubu arasındaki farkların da kapanmasını sağlayabileceği gibi bireylerin harcama gücü de daha dengeli bir şekilde oluşacaktır. Bu da sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyümenin önünü açacaktır” diye konuştu.
Büyümenin ekonomi için önemli olmadığını önemli olanın nitelikli büyüme olduğunu ifade eden Erkan, “Türkiye için önemli olan büyüme değil, sürdürülebilir nitelikli büyümenin sağlanmasıdır. 2016'nın son çeyreği, biraz da devletin özel tüketimi teşvik eden ihtiyati tedbirleri sayesinde bir toparlanma dönemi oldu. Alt kalemlere baktığımız zaman; büyümede sürükleyici gücün de özel tüketim harcamaları olduğunu görmekteyiz. Son çeyrekte özel tüketim harcamalarının %5,7'lik bir büyüme gösterdiği gözlenmektedir” açıklamasında bulundu.
Grafik: Seçilmiş ülkelerde Ar-Ge harcamalarının GSMH içindeki payı (Kaynak: Dünya Bankası)
Erkan sözlerini şöyle noktaladı: Kurlardaki yükselme hem enflasyon artışına, hem de ülke risk priminde artışa neden olmaktadır. Bu da piyasa faizlerini yukarıda tutan bir etmen olduğundan dolayı, yatırımlar üzerinde negatif etki yaratmakta ve büyümeyi sınırlamaktadır. Enflasyonun ve kurun kontrol altına alınması kısa vadede uygulanabilecek çözümlerdir, yapısal değişiklikler ise bugünden yarına etki etmesi beklenmemekle beraber Türkiye ekonomisinin ilerleyen yıllarını kurtaracak ve gelişimini tamamlamış ekonomiler arasına girmesini sağlayacaktır. Aslında bütün başlıklar için hemen hemen aynı çözüm önerileri geçerlidir. Türkiye gerekli adımları atıp ekonomisinin yapısını sağlamlaştırdıkça ekonomi de bir bütün olarak ilerleyecektir.
GİZMEN NALBANTLI: ÇOK MÜMKÜN DEĞİL
Tecrübeli analist Gizmen Nalbantlı 2013’e kadar yüzde 10’ün üzerinde bir büyüme sergilenmesi gerektiğini ancak 2023 hedeflerine öyle ulaşılabileceğini söyledi. Nalbantlı sözlerine şöyle devam etti: 2023 yılında hedeflenen 2 trilyon dolar GSYH ve 25 bin dolar kişi başına gelir için ne kadar bir büyümeye ihtiyacımız olduğunu hesapladığımızda hedeflere ulaşılmasının çok da mümkün olmadığını görüyoruz.
Türkiye'nin dolar bazında milli geliri şu anda 854 milyar 791 milyon dolar seviyesinde. Türkiye'nin son 6 yıldaki büyümesine baktığımızda ortalamayı %6.7 olarak alabiliriz. Bu hesapla GSYH rakamı 2023 de 1.3 milyar dolar olmakta. 2016 yılı kişi başına geliri yıllık ortalama 10 bin 782 dolar. Son 12 yıla baktığımızda ortalama %9 civarı bir büyüme görüyoruz. Bu hızla artış olması durumunda 2023'te 19 bin 750 dolar gibi bir rakam karşımıza çıkıyor.
Son yıllardaki zayıf büyümeyi düşündüğümüzde bu rakamların daha altta kalması muhtemel. Nitekim 2017 yılında yüzde 3 civarı bir büyüme bekliyorum. Hedeflere ulaşılması için %10'un üzerinde bir büyüme görmemiz gerekiyor. %10'dan düşük bir büyüme oranı ile bu hedeflere ulaşılması için TL'nin bu beş yıllık sürede yabancı paralara karşı değerlenmesi gerekiyor.
- Hınıslı kadınlardan 'evet' sözü
- Recep Aydın ve ekibi geceli gündüzlü çalışıyor
- Bakan Akdağ Oltu’da
- Palandöken İlçe Başkanlığından 15 Temmuz kahraman kadınlar sergisi
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- İlham Aliyev Parkı Törenle Açıldı
- Vanlı çocuk gülme krizine soktu
- Bilal Erdoğan hedefi 12’den vurdu
- Başbakan ile ayakkabı boyacısı arasında güldüren diyalog
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
Tel : 0850 302 20 29, +90 442 234 95 52 pbx GSM: +90 530 172 64 10 | Faks : + 90 442 234 26 41 | Haber Yazılımı: CM Bilişim