Karakter boyutu :
04 Mart 2017 Cumartesi 13:11
'Hayır diyenler hapse mi atılacak?'
Yılmaz, 16 Nisan'da yapılacak referandumda 'Hayır' oyu kullanacakları terörle eşleştirmenin yapılabilecek en büyük ahlaksızlık olduğunu belirterek, "Diyelim Hayır oyları daha çok çıktı. Bu insanları hapse mi atacaksınız?" dedi.
Erzurum Seçimleri- CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz ile Toros Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Özer'in konuşmacı olarak katıldığı İzmir'deki 'Dış Politika Açmazında Başkanlık Tartışmaları' adlı panelin yönlendiriciliğini CHP Parti Meclis Üyesi Prof. Dr. Özkan Yıldız üstlendi. Konak Belediyesi Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi Avni Anıl Sahnesi'nde gerçekleştirilen etkinliği Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır ve CHP Konak İlçe Başkanı Şakir Başak'ın da aralarında yer aldığı çok sayıda davetli izledi.
SIFIR SORUNDU, SIRF SORUN OLDU
16 Nisan'da yapılacak referandumuna ilişkin tespit ve düşüncelerin dile getirildiği panelin açılış konuşmasını CHP'li Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş yaptı. Ev sahipliğini üstlendikleri panelle anayasa tartışmalarına farklı bir perspektiften bakmak istediklerini vurgulayan Başkan Pekdaş, "Ülkemiz bir savaşın içinde ve bunun mağduriyetini hepimiz yaşıyoruz. Komşularla sıfır sorun politikasından, komşularla sırf sorun politikasına döndük. OHAL süreci yaşıyoruz ve bunun yanı sıra kanun hükmünde kararnamelerle anti demokratik bir ortam oluşturuluyor. Böylesi kötü durumlar bize anayasa tartışmalarını özgürce yapabilme ortamını maalesef sağlayamadı. Medyada iktidar egemenliği var. Bu durumda biz de bir olup kendi değerlendirmemizi kendimiz yapalım dedik ve bugün bir araya geldik" diye konuştu.
"MUHALEFET KORKUTULUYOR"
Panelde konuşan Prof. Dr. Ahmet Özer ise, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimi sonrası AK Parti'nin toplumu sosyolojik olarak farklı ortamlara kaydırdığını belirterek, "Türkiye'de insanlar korku sarmalına kapıldı. Toplumsal sorunlara tepkileri bile dile getirmekten çekinir hale geldik. 'Ülkemiz büyüyecek, vesayet sona erecek ve istikrar sürecek' diyorlar ama bunların hepsi boş laf. Eğer başkanlık sistemi gelirse tek adam yönetimi gelir ve biz çok daha kötü şeyler yaşarız" dedi.
"HAPSE Mİ ATACAKSINIZ?"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz ise 15 Temmuz sonrası Türkiye'de demokrasinin normalleşmesi için adımlar atılması gerekirken, AK Parti'nin siyasi dikta peşine düştüğünü öne sürdü. İktidarın mağdur edebiyatı yaparak halka ikiyüzlü davrandığını savunan Yılmaz, "Hayır oyu verecek insanları terörle eş koşmak bu insanlara yapılabilecek en büyük ahlaksızlıktır. Diyelim hayır oyları daha çok çıktı. Bu insanları hapse mi atacaksınız" diye konuştu.
CANIMIZ DEMOKRASİYE FEDA OLSUN
"Bıçak kemiğe dayandı. Bu sistem kabul edilirse geri dönüşü olmayan bir yola gireriz" diyerek endişelerini dile getiren Yılmaz, 16 Nisan'da yapılacak oylamanın demokratik kazanımları sıfır olan bir girişim olduğunu söyledi. Avrupa Konseyi'nin anayasa reformlarını incelemekle görevli kurumu Venedik Komisyonu'nun, Türkiye'nin tek adam rejimine sürüklendiği, ülkenin otoriter bir rejimi engelleyecek tüm mekanizmalardan yoksun olduğunu belirten raporuna vurgu yapan Yılmaz, "Feriştahı gelse korkmuyoruz. Vereceğimiz bir canımız kaldı onu da demokrasi uğruna sandıkta vermeye hazırız" dedi.
"ALİYEV GÖZÜMÜZÜ AÇTI"
Geçmişte tek adam heveslisi ülkelerin sonunun hep felaket olduğuna dikkat çeken, Libya Lideri Kaddafi ve Irak'ın idam edilen eski devlet başkanı Saddam Hüseyin'i örnek gösteren Yılmaz, "Kaddafi Libya'da her şeye egemendi. Arap Baharı olunca ezilerek öldürüldü. Bunun sonucunda Kaddafi'ye ait her şey gitti. Çünkü tek adamdı. Saddam Hüseyin de tek adam olduğu için ölümünden sonra tıpkı Kaddafi gibi ona ait hiçbir şey kalmamıştı. Ayrıca bu ülkelerin şu anki durumları çok kötü. Bu arada İlham Aliyev'e eşini cumhurbaşkanlığı yardımcısı yaparak gözümüzü açtığı için çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.
"BAŞKANLIK SİSTEMİ BİZİ FELAKETE GÖTÜRÜR"
Oylanacak sistemin Türkiye'yi felakete götüreceğini savunan Öztürk, "Cumhurbaşkanı parlamentoyu ve yargıyı istediği gibi yönetecek. Bu bir ülkeye ilerleme şansı vermez. Bütün bürokratları ve bakanları tek kişi atayacak. Yani Cumhurbaşkanının havarileri olacak. Bununun yanı sıra ulusal güvenliğimizi belirleyebilecek ve askerimizi olası bir savaşa götürme yetkisine sahip olacak. 10 şapkası olacak, her şeyi o belirleyecek. 53 İslam ülkesi içinde tek laik ve demokratik ülkeyiz. Tunus'ta daha önce İslamcı bir parti iktidara geldi. Sonrasında iç meseleler çıkınca Tunuslular laikliğin önemli olduğunu anladılar. Biz bunların bilincinde olduğumuz için 16 Nisan'da hayır diyoruz" diyerek konuşmasını bitirdi.
Panelin sonunda Öztürk, Özer ve Yıldız izleyicilerin sorularını da yanıtladı.
SIFIR SORUNDU, SIRF SORUN OLDU
16 Nisan'da yapılacak referandumuna ilişkin tespit ve düşüncelerin dile getirildiği panelin açılış konuşmasını CHP'li Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş yaptı. Ev sahipliğini üstlendikleri panelle anayasa tartışmalarına farklı bir perspektiften bakmak istediklerini vurgulayan Başkan Pekdaş, "Ülkemiz bir savaşın içinde ve bunun mağduriyetini hepimiz yaşıyoruz. Komşularla sıfır sorun politikasından, komşularla sırf sorun politikasına döndük. OHAL süreci yaşıyoruz ve bunun yanı sıra kanun hükmünde kararnamelerle anti demokratik bir ortam oluşturuluyor. Böylesi kötü durumlar bize anayasa tartışmalarını özgürce yapabilme ortamını maalesef sağlayamadı. Medyada iktidar egemenliği var. Bu durumda biz de bir olup kendi değerlendirmemizi kendimiz yapalım dedik ve bugün bir araya geldik" diye konuştu.
"MUHALEFET KORKUTULUYOR"
Panelde konuşan Prof. Dr. Ahmet Özer ise, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimi sonrası AK Parti'nin toplumu sosyolojik olarak farklı ortamlara kaydırdığını belirterek, "Türkiye'de insanlar korku sarmalına kapıldı. Toplumsal sorunlara tepkileri bile dile getirmekten çekinir hale geldik. 'Ülkemiz büyüyecek, vesayet sona erecek ve istikrar sürecek' diyorlar ama bunların hepsi boş laf. Eğer başkanlık sistemi gelirse tek adam yönetimi gelir ve biz çok daha kötü şeyler yaşarız" dedi.
"HAPSE Mİ ATACAKSINIZ?"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz ise 15 Temmuz sonrası Türkiye'de demokrasinin normalleşmesi için adımlar atılması gerekirken, AK Parti'nin siyasi dikta peşine düştüğünü öne sürdü. İktidarın mağdur edebiyatı yaparak halka ikiyüzlü davrandığını savunan Yılmaz, "Hayır oyu verecek insanları terörle eş koşmak bu insanlara yapılabilecek en büyük ahlaksızlıktır. Diyelim hayır oyları daha çok çıktı. Bu insanları hapse mi atacaksınız" diye konuştu.
CANIMIZ DEMOKRASİYE FEDA OLSUN
"Bıçak kemiğe dayandı. Bu sistem kabul edilirse geri dönüşü olmayan bir yola gireriz" diyerek endişelerini dile getiren Yılmaz, 16 Nisan'da yapılacak oylamanın demokratik kazanımları sıfır olan bir girişim olduğunu söyledi. Avrupa Konseyi'nin anayasa reformlarını incelemekle görevli kurumu Venedik Komisyonu'nun, Türkiye'nin tek adam rejimine sürüklendiği, ülkenin otoriter bir rejimi engelleyecek tüm mekanizmalardan yoksun olduğunu belirten raporuna vurgu yapan Yılmaz, "Feriştahı gelse korkmuyoruz. Vereceğimiz bir canımız kaldı onu da demokrasi uğruna sandıkta vermeye hazırız" dedi.
"ALİYEV GÖZÜMÜZÜ AÇTI"
Geçmişte tek adam heveslisi ülkelerin sonunun hep felaket olduğuna dikkat çeken, Libya Lideri Kaddafi ve Irak'ın idam edilen eski devlet başkanı Saddam Hüseyin'i örnek gösteren Yılmaz, "Kaddafi Libya'da her şeye egemendi. Arap Baharı olunca ezilerek öldürüldü. Bunun sonucunda Kaddafi'ye ait her şey gitti. Çünkü tek adamdı. Saddam Hüseyin de tek adam olduğu için ölümünden sonra tıpkı Kaddafi gibi ona ait hiçbir şey kalmamıştı. Ayrıca bu ülkelerin şu anki durumları çok kötü. Bu arada İlham Aliyev'e eşini cumhurbaşkanlığı yardımcısı yaparak gözümüzü açtığı için çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.
"BAŞKANLIK SİSTEMİ BİZİ FELAKETE GÖTÜRÜR"
Oylanacak sistemin Türkiye'yi felakete götüreceğini savunan Öztürk, "Cumhurbaşkanı parlamentoyu ve yargıyı istediği gibi yönetecek. Bu bir ülkeye ilerleme şansı vermez. Bütün bürokratları ve bakanları tek kişi atayacak. Yani Cumhurbaşkanının havarileri olacak. Bununun yanı sıra ulusal güvenliğimizi belirleyebilecek ve askerimizi olası bir savaşa götürme yetkisine sahip olacak. 10 şapkası olacak, her şeyi o belirleyecek. 53 İslam ülkesi içinde tek laik ve demokratik ülkeyiz. Tunus'ta daha önce İslamcı bir parti iktidara geldi. Sonrasında iç meseleler çıkınca Tunuslular laikliğin önemli olduğunu anladılar. Biz bunların bilincinde olduğumuz için 16 Nisan'da hayır diyoruz" diyerek konuşmasını bitirdi.
Panelin sonunda Öztürk, Özer ve Yıldız izleyicilerin sorularını da yanıtladı.