• Erzurum8 °C
  • Erzincan7 °C
  • Ağrı5 °C
  • Ankara0 °C
  • İstanbul4 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Kılıçdaroğlu: Davutoğlu ile o kanunu çıkaracaktık
22 Mart 2017 Çarşamba 12:39

Kılıçdaroğlu: Davutoğlu ile o kanunu çıkaracaktık

Kılıçdaroğlu,"Siyasi ahlak kanunu çıkmak zorundadır. Sayın Davutoğlu çıkaracaktı, görüşbirliğine vardık ama ömrü yetmedi. Sen misin siyasi ahlak kanunu çıkaran, kapının önüne koydu" dedi.
Erzurum Seçimleri- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Samsun'da yaptığı konuşmada, "Rejimi değiştirelim mi değiştirmeyelim mi bu da tartışılabilir. Bana sorarasanız bugünkü rejimde hatalar var mı eksiklikler var mı, var tabi. Söyleyeyim bir siyasi ahlak kanununa ihtiyacımız var. İhale takipçisinin Meclis'te ne işi var? Yolsuzluk yapanın Meclis'te ne işi var? Siyasi ahlak kanunu çıkmak zorundadır. Sayın Davutoğlu çıkaracaktı, görüşbirliğine vardık ama ömrü yetmedi. Sen misin siyasi ahlak kanunu çıkaran, kapının önüne koydu" dedi.
CHP Genel Başkana Kemal Kılıçdaroğlu Samsun’da bir otelde düzenlenen şehit aileleri, gaziler, muhtarlar ve sivil toplum kuruluş temsilcilerinin yer aldığı toplantıya katıldı. Burada konuşma yapan Kılıçdaroğlu, bir partinin genel başkanı olarak değil, ülkesini seven, bayrağını, milletini seven bir vatandaş olarak konuşacağını söyleyerek, “Çünkü Nisan’ın 16’sında sandığa gittiğimizde bir seçim yapmıyoruz, bir siyasi partiyi seçmiyoruz, oy vermiyoruz. Ülkemizi, milletimizi, torunlarımızı geleceğimizi ilgilendiren bir anayasa değişikliğine evet mi diyeceğiz hayır mı diyeceğiz" dedi.

TOPLUMLARDA UYUMU ANAYASA SAĞLAR

Dünyanın en güzel ülkesi olan Türkiye'de kutuplaşmanın ve kavganın olmaması gerektiğini fade eden Kılıçdaroğlu, hangi gerekçe ile komşunun kimliği, inancı ve yaşam tarzının sorgulandığını söyledi. İnsanoğlu bozmazsa tabiatta bir uyum ve denge bulunduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bizim toplumumuzda, demokratik toplumlarda uyumu sağlayan temel kanunun adına Anayasa diyoruz. Bir toplumda uyumu sağlar. Neden çünkü anayasalar toplumsal uzlaşma belgeleridir” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

DEVLET YÖNETİMİNDE İSTİŞARA VARDIR

“Devlet yönetiminde istişare, danışma vardır. Devlet yönetiminde sağduyu vardır. Devleti yönetenler dillerine hakim olmak zorundadır. Diline hakim olamayan devleti iyi yönetemez. Devleti yönetecek kişilerin bilgili olması, birikimli, sabırlı, sağduyulu olması lazım. Vatandaşları arasında ayrımcılık yapmaması lazım. Her vatandaşını kucaklaması lazım.”

1 KİŞİYE VERİLEN YETKİ ÇANAKKALE'NİN GEÇİLMESİNE YOLAÇTI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 7 düvelin Çanakkaleyi’yi geçmek istediğini söyleyerek, “Çanakkele’nin her karış toprağında şehitlerimiz var. 7 düvel Çanakkale’yi geçemedi. Çanakkale geçilmez dedik. İzin verilmedi bu ülke korundu. 14-15 yaşında çocuklarımız orada şehit düştü. Geçiyorum 3 yıl sonrasına. Çanakkale geçilmez güzel 3 yıl sonra bir kişi kalktı bir imza attı. Çanakkele Boğazını bizim o savaştığımız bütün o savaş gemileri ve devletler geldiler ve Marmara'da demirlediler 16 Mayıs 1919 ve Atatürk Samsun’a geldi. 1 kişiye verilen yetki Çanakkale’nin geçilmesine yol açtı. Bir kişinin attığı bir imza düşman gemilerinin gelip Marmara’da demirlemesine yol açtı. Atatürk Samsun’dan Amasya’ya geçerken Amasya tamimi yayınlandı. Sonra Erzurum ve Sivas kongreleri hiçbirisinde tek adam yoktur. Neden tek adama yetki verilmiyor, çünkü akıl denen bir şey var. Akıl akıldan üstündür. Bir kişi yanılabilir, hata yapabilir. Benim görmediğimi herhangi bir vatandaşım görebilir. Şimdi biz bir anayasa değişikliği yapıyoruz. Bir kişiyi olağanüstü yetkilerle donatıyoruz bu değişiklikle" dedi.

DANIŞMA YOKSA ORADA DEVLET YOKTUR

Bu kadar yetki verilen başkanın hiçbir yerde hesap vermeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

"Evde bir karar alırken otururuz konuşuruz, çocuklar büyükse onların da görüşünü alırız. Bunlar yok arkadaşlar. Bir ailede olan danışma bir devletin yönetiminde yoksa, orada devlet yoktur. Rejimi değiştirelim mi değiştirmeyelim mi bu da tartışılabilir. Bana sorarasanız bu günkü rejimde hatalar var mı eksiklikler var mı, var tabi. Söyleyeyim bir siyasi ahlak kanununa ihtiyacımız var. İhale takipçisinin Meclis'te ne işi var. Yolsuzluk yapanın Meclis'te ne işi var. Siyasi ahlak kanunu çıkmak zorundadır. Sayın Davutoğlu çıkaracaktı görüşbirilğine vardık, ama ömrü yetmedi. Sen misin siyasi ahlak kanunu çıkaran, kapının önüne koydu. İki yüzde 10 seçim barajı doğru değil. Niye yüzde 10 seçim barajı. Bir parti yüzde 9, 99 oy alsa dahi bir milletvekili meclise gelmiyor. Niye gelmiyor? Biz ne diyoruz yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı meclisi gelsin. O da çıksın kürsüden konuşsun milletin kürsüsü değil mi? 1 milyon oy almış meclise bir milletvekili sokamıyor, olmaz yanlıştır. Hem milli irade, diyeceksin hem de önüne duvar öreceksin.”

ÜLKEMİZİ SOKAKTA BULMADIK

Yüzde 10 seçim barajını Kenan Evren ve arkadaşlarının getirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Onlar kimdi darbeciydi. Şimdi darbe kanunları savunmak ne demektir. Darbeciliği savunmak demek değil midir. Biz karşı çıkıyoruz çünkü biz darbe istemiyoruz. Bu ülkede bu millet kendi kaderini tayin etmelidir. Türkiye öyle çok rahat kurulan bir ülke değildir. Biz ülkemizi sokakta bulmadık. Hepimizin oturup yeniden düşünmesi lazım. Bu günkü sistem içinde en temiz en güzel seçim en demokratik seçim, muhtar seçimleridir. Muhtar çıkar mahalleye veya köye der ki ‘Ben adayım’ vatandaşlar gelirler muntarını seçerler. Milletvekiliği seçimlerini millet mi yapıyor hayır arkadaşlar. O da bir darbe yasası ile geldi. Sizin önünüze siyasi partiler liste koyuyorlar. Bunlara oy vereceksiniz diye. Siz miletvekilini seçmiyorsunuz. Siz listeyi seçiyorsunuz. Bu doğru değil" diye konuştu.

HAYIRIN ANLAMI; DEMOKRATİK PARLAMENTER SİSTEMİ İSTİYORUZ

Demokratik parlementer sistemin güçlendirilebileceğini, aksaklıkların giderilebileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, buna itirazının olmadığını söyledi. İki yasama dönemi öncesinde Anayasa değişikliği için 4 parti masaya oturduğunu, 60 maddede uzlaşıldığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Demek ki 4 parti biraraya gelip anayasa değişikliğinde uzlaşabiliyorlar. Hayır çıkarsa ne olur. En güçlü mesajı şu olur; Biz demokrasiyi istiyoruz. Demokratik parlementer sistemi istiyoruz, bu sistemin aksaklıkları var, ey partiler oturun bu sistemin aksaklıklarını giderin. Bu mesaj Türkiye’ye verilecek en güçlü mesajdır. Oturacağız aksaklıkların tamamının giderilmesini isteyeceğiz. Bunu savunacağız” diye konuştu.

GELİN TELEVİZYONA ÇIKALIM

Doğruları anlatmak için istenilen televizyon kanalında, istenilen gazetecilerin karşısına birlikte televizyona çıkabileceğini tekrarlayan Kılıçdaroğlu, "Hiç birisi gelmiyor arkadaşlar. Niye gelmiyor çünkü onlar da biliyorlar ben doğruları söylüyorum. Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanı kimdi. Büyük Ortadoğu Projesi uygulanmaya konulduktan sonra Suriye ne oldu parçalandı, Irak ne oldu parçalandı. Nasıl bir yetki veriyoruz başkana biliyor musunuz Samsun, Giresun, Ordu, Trabzon, Rize hepsini birleştiriyorum tek vilayet yapıyorum. Başlarına da bir genel vali atıyorum. Bir kararname ile” dedi.

BEN 12 EYLÜL DARBE ANAYASASINA 'HAYIR' OYU VERDİM

Kılıçdaroğlu, genç bir bürokratken İstanbul’da Fikirtepe’de bir okulda gidip 12 Eylül darbe anayasasına ‘Hayır’ oyu kullandığını söyleyerek, “Ben bunu yaptım ve çocuklarımıza da övgü ile anlatıyorum ki yüzde 90 küsurle evet oyu çıkmıştı. Ben hayır oyu kullananlardan birisiyim. Çocuklarınıza torunlarınıza, bu ülkede demokrasiyi kaldırmak istediler, tek adam rejimi getirmek istediler. Ben sandığa gittim hayır oyu kullanarak demokrasiyi savundum diye onurlu bir söylemde bulunmak istiyorsanız hayır oyu kullanacaksınız. Evet’in vebali çok ağırdır arkadaşlar. Zaten onlar da neden Evet oyu kullanılmalı onu anlatamıyorlar. Oysa çıkıp vatandaşın önüne zaten bütün televizyonlar emrinizde günün 24 saati kullanıyorsunuz zaten. Vatandaşa neden evet oyu kallanması gerektiğini anlatın. Bakın devletin forsunu kullanıyorlar devletin arabalarını kullanıyorlar, devletin uçaklarını kullanıyorlar devletin televizyonlarını kullanıyorlar, devletin paralarını kulanıyorlar ve biz maduruz diyorlar. Ya biz? Devletin parasını arabasını kullanmıyoruz. Uçaklarını kullanmıyoruz. Televizyonlar zaten bizi hiç çıkarmıyor. Devlet televisyonları aynen. Yazı yazdım telefon ettik ya arkadaş bizi niye çıkarmıyorsun. Benim vergimle sen TRT’de yayın yapıyorsun bizi niye çıkarmıyorsun. İzin alamıyorlar. Nereden izin alacaksın kardeşim. Sen tarafsız yayın yapacaksın. A’yı çıkarıyorsan B’yi de çıkaracaksın beraber çıkacaklar veya ayrı ayrı çıkacaklar. Şimdi biz mi maduruz onlar mı madur. Ama söyledim ya ben bu milletin ferasetine güveniyorum. Bu milletin vatan, bayrak sevgisine güveniyorum” diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU:TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ TEHLİKEYE ATMIŞ OLURSUNUZ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Samsun programı kapsamında İstiklal Caddesi’nde otobüs üzerinden vatandaşlara hitap etti. Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada, “Devletin yapısını ve işleyişini istediği gibi düzenleyebilecek. Parlamentonun yetkilerini veriyorlar. Parlamentodan ne istiyorlar? Parlamento Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920'de kuruldu. O günü bayram ilan ettik. Çocuk fotoğrafı var burada değil mi? Saçları örgülü kız çocuğumuz. Onlara ne verdik? 23 Nisan Bayramı’nı verdik. Şimdi o çocuk diyor ki, 'Benim bayramıma dokunmayın, benim meclisime dokunmayın. Ben Türkiye'yi de seviyorum meclisi de seviyorum' diyor. Parlamentonun yetkilerini almak istiyorlar bir kişiye vermek istiyorlar. Bir kişiye bütün yetkileri verirseniz Türkiye'nin geleceğini tehlikeye atmış olursunuz” dedi.

BİRLİKTE DEMOKRASİMİZİ GELİŞTİRECEĞİZ

Hangi partiden, hangi görüşten, hangi kimlikten olursa olsun birlikte Türkiye için çalışacaklarını belinten Kılıçdaroğlu, "Birlikte demokrasimizi geliştireceğiz. Birlikte mücadele edeceğiz. Şimdi diyorlar ki 'Bu anayasa değişikliğine kim hayır derse onlar teröristtir’ Bu doğru mu? İster evet ister hayır sandığa gidip oy kullanan her vatandaşımın benim başımın üstünde yeri var. Hiçbir vatandaşımı oy kullandı diye asla terörist ilan etmeyeceğim. Her vatandaşımı kucaklayacağım. Her vatandaşımın saygısı benim başımın üstüne, seviyorum vatandaşımı seviyorum hizmet etmek istiyorum. Nasıl, demokrasi içinde. O da düşüncesini söyleyecek, ben de söyleyeceğim. Ama kızmadan kavga etmeden, dövüşmeden, biraraya gelerek sohbet ederek” diye konuştu.

Buradaki konuşmasının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin eski il başkanı olan ve kalp rahatsızlığı geçiren Mustafa Bolat’a evine giderek geçmiş olsun ziyaretinde bulundu.

"FRENİ PATLAMIŞ BİR OTOBÜSE HEP BERABER BİNMİŞ OLACAĞIZ"


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Anayasa değişikliği ve referanduma ilişkin, "Türkiye demokratik parlamenter sistemden otoriter sisteme doğru gidiyor. Bu anayasa Avrupa Birliği ile uyumun hiçbir tarafında yok. Bir kişiye yetki verilirse sonu felaket olur. Irak'ta, Suriye'de, Libya'da ne olduysa Türkiye o sürecin içine girer. Beni endişelendiren de bu. 'Evet' çıkarsa bana göre çıkmaz. İnşallah da çıkmaz. Ekonomi, beklentisini, yabancı sermayeyi unutun. Dünya ile ilişkileri unutun. Dipsiz bir kuyuya doğru gidiyoruz. Yani freni patlamış bir otobüse hep beraber binmiş olacağız. Milet, kendi kaderini kendisi çizecek" dedi.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Samsun'da konuştu. Anayasa değişikliği ve referanduma ilişkin Kılıçdaroğlu, "Biz yatırım yaptık diyelim yabancı sermaye Türkiye'ye gelir mi? Gelmez. Niye gelsin herkes kaçıyor. Onun da güvencesi yok. Hukukun olmadığı yede kim yatırım yapsın? Taban fiyat bir kişinin takdirine bağlı. Arzu ettiği taban fiyatı verecek" diye konuştu.


"BU ANAYASA AVRUPA BİRLİĞİ İLE UYUMUN HİÇBİR TARAFINDA YOK" 


Kılıçdaroğlu, "Türkiye demokratik parlamenter sistemden otoriter sisteme doğru gidiyor. Bu anayasa Avrupa Birliği ile uyumun hiçbir tarafında yok. Ne olacak? En çok işadamları düşünsün dünya ile bağlantıları kopacak. Bu kadar açık" ifadelerini kullandı.


"KARADENİZLİ TÜCCARLAR 'AVRUPA İLE DE KAVGA EDERSEK BU FINDIĞI KİME SATACAĞIZ' DİYOR" 


Kılıçdaroğlu, "Karadenizli tüccarlar geliyor, 'Avrupa ile de kavga edersek bu fındığı kime satacağız' diyor. Haklılar kime satacaklar? Devlet adamı az konuşur diline hakim olur. Diline hakim olamayan devleti iyi yönetemez. 'Rakka'ya gideceğiz' dediler ama gidemiyorlar. 'Mümbiç'e gideceğiz dediler' gidemediler. Bu Türkiye'nin itibarına gölge düşürür. Gideceğim deyip gitmiyorsa olmaz" açıklamasında bulundu.


"IRAK'TA, SURİYE'DE, LİBYA'DA NE OLDUYSA TÜRKİYE O SÜRECİN İÇİNE GİRER" 


Kılıçdaroğlu, "Diyorlar ya, '30-35 yılda FETÖ örgütü devleti ele geçirmek için çok çalıştı' diye. Çalışmaya o kadar gerek yok. Bir kişiyi ikna edeceksiniz. Türkiye bu kadar ucuz bir ülke mi? Bunun siyasi partilerle bir ilgisi var mı? Yok. Bir kişiye yetki verilirse sonu felaket olur. Irak'ta, Suriye'de, Libya'da ne olduysa Türkiye o sürecin içine girer. Beni endişelendiren de bu" dedi.


"İŞADAMI NASIL KONUŞSUN 50 TANE DENETİM ELEMANINI GÖNDERECEKLER" 


Kılıçdaroğlu, "Memlekette anayasa değişiyor kimse korkudan konuşamıyor. Nasıl konuşsun? İşadamı nasıl konuşsun 50 tane denetim elemanını gönderecekler. Bu demokrasi mi? bir bayram havasında oturup konuşmamız lazım. Uygar dünyadan kopuyoruz. Üçüncü dünya ülkelerinden biri haline geliyoruz hukuk ve devlet yönetimi açısından" ifadelerini kullandı.


"'EVET' ÇIKARSA EKONOMİ, BEKLENTİSİNİ, YABANCI SERMAYEYİ, DÜNYA İLE İLİŞKİLERİ UNUTUN" 


Kılıçdaroğlu, "'Evet' çıkarsa bana göre çıkmaz. İnşallah da çıkmaz. Ekonomi, beklentisini, yabancı sermayeyi unutun. Dünya ile ilişkileri unutun. Dipsiz bir kuyuya doğru gidiyoruz. Yani freni patlamış bir otobüse hep beraber binmiş olacağız. Milet, kendi kaderini kendisi çizecek" dedi.


KILIÇDAROĞLU: KİMSE KORKUDAN KONUŞAMIYOR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir otelde düzenlenen toplantıda, iş dünyasının temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya geldi. Toplantının soru-cevap bölümünden oluşan ilk kısmı basına kapalı olarak gerçekleşti. Toplantının basına açık kısmında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşma yaptı. 

Referandumda 'evet' çıkarsa Türkiye'nin sonucu belli olmayan bir sürecin içine girmiş olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Çünkü bir kişiye o kadar çok yetki veriyoruz ki o yetkiyi nasıl kullanacağını kimse bilmiyor. Tamamen takdirine ait. Bu tablo içinde ben şahsen kendimi bir işadamı olarak düşünüyorum, 'nasıl yatırım yapacağım ve önümü nasıl göreceğim?' Bir işadamı önünü görmezse ne demektir? Can ve mal güvenliği yok demektir. Çünkü bir kararnamelik işi var. Bir kararname ile malvarlığına istediği zaman el koyabilir. Biz yatırımı yaptık diyelim yabancı sermaye Türkiye’ye gelir mi? Gelmez. Niye gelsin? Şimdi herkes kaçıyor. Gelse güvencesi var mı? Hayır yok. Onun da güvencesi yok. Hukukun olmadığı yerde kim yatırım yapacak? Taban fiyat bir kişinin takdirine bağlı" dedi.

Kılıçdaroğlu, referandumda 'hayır' sonucunun çıkması halinde ise şu öngürülerde bulundu:

"Hayır çıkarsa ne olur? Hiçbir şey olmaz. Zaten şimdi cumhurbaşkanı görevinin başında değil mi? Görevinin başında. Ne zamana kadar? 2019'a kadar. Süresi dolunca yeniden seçime gidilecek. Sayın Başbakan, bakanlar onlarda görevlerinin başında. Erken seçim olur mu? Türkiye Büyük Millet Meclisi karar alırsa olur, karar almazsa olmaz. Bu kadar basit. Erken seçimin bir gerekçesi olur hükümet getirirse, hangi gerekçe ile erken seçime gidilecek onu yazar anlatır eğer erken seçime ihtiyaç duymazlarsa bir sorun yok. Hayır çıkarsa sadece bu kadar mı? Hayır çıkarsa bir bu millet diyecek ki biz demokrasiye bağlıyız. İki Türkiye Büyük Millet Meclisi milli iradeyi temsil ediyor oraya dokunmayın. Üç TBMM’nin yetkilerini elinden almayın. Dört 600 milletvekili fazla milletvekili sayısını artırmayın. Beş 18 yaşında milletvekili, ömür boyu askerlikten muaf bunu da kabul etmiyoruz diyecek. Diğer madde bir kişiye bu kadar yetki verilmez. Bu kadar yetkiyi evliyaya verirsen azdırırsın diye Anadolu'da bir deyim vardır." 

Parlementer demokratik sistemin aksayan yönlerinin de olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bugünkü sistemin aksayan yönleri var. Seçim Kanununun değişmesi lazım. Yurt dışında 5-6 milyon vatandaşımız var oy kullanıyorlar ama milletvekili seçilemiyorlar kendi aralarında. Demokratik mi bu? Hayır. Niye Almanya'daki işçi gelip TBMM'de milletvekili olarak görev yapmasın? Tam temsiliyet yani milli iradeye tam yansımalı" diyerek sözlerine şöyle devam etti:

"Biz dünyadan kopuyoruz. Venedik Komisyonu bir rapor yayınladı bu anayasa değişikliği ile ilgili. Kamuoyunda fazla tartışılmadı. tartışılmıyor da zaten kimse korkudan yazamıyor. Türkiye demokratik parlementer sistemden otoriter sisteme gidiyor. Bu anayasa Avrupa Birliği ile uyumun hiç bir tarafında yok. Ne olacak. En çok iş adamları düşünsün. Dünya ile bağlantıları kopacak. Bu kadar açık. Şimdi Avrupa ile kavga ediyoruz. Niye kavga ediyoruz? Karadeniz'in fındık tüccarları gelip diyor ki 'Avrupa ile kavga edersek biz fındığı kime satacağız' Haklılar fındığı kime satacaklar. Çinliler almıyor. Afrika da almıyor. Çikolata sanayiinde kullanılıyor. Almanlar, Hollandalılar, Belçikalılar alıyor. E onlarla da kavga ettin kime satacaksın. Devlet yönetimi farklı bir şey. Devlet adamı az konuşur, diline hakim olur, diline hakim olamayan devlet adamı ülkeyi iyi yönetemez. Devletin yapısı ve şeklini istediği gibi düzenleyebilecek. Sonu belirsiz maceranın içine Türkiye sokulmuş olacak. Ne olur bir arkadaşım sordu. sonu felaket olur. Irak'ta ne olduysa, Suriye'de ne olduysa, Libya'da ne olduysa, Türkiye o sürecin içine girer. Beni endişelendiren de budur arkadaşlar. Benim gibi düşünmeyenin hakkını da ben savunuyorum. Bu gün 150'nin üzerinde gazeteci hapiste. Bunların en az 140’ı CHP lehine tek cümle dahi kurmuş değiller bütün gazetecilik yaşamları boyunca ama ben onların haklarını savunuyorum çünkü ben demokrasiyi savunuyorum ben. Memlekette anayasa değişiyor kimse korkudan konuşamıyor. Nasıl konuşsun. İş adamı nasıl konuşsun. Nasıl konuşacak. 50 tane denetim elemanını gönderecekler. Bu demokrasi mi arkadaşlar. Oysa oturmamız konuşmamız lazım. Biz uygar dünyadan kopuyoruz. Üçüncü dünya ülkelerinden birisi haline geliyoruz hukuk sistemi ve devlet yönetimi açısından."

100 bin kişinin ihraç edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Tamamı davaları kazanacak bakın söylüyorum. Üniversiteden hocaları attılar. Yav inancımız var bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diyor Hazreti Ali. İlim Çin'De bile olsa gidin öğrenin diyor sevgili peygamberimiz. Bilime bu kadar önem veren emin olun başka bir din var mı ben bilmiyorum" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, toplantı sonrasında Çarşamba Havalimanı'na giderek özel uçakla Ankara'ya gitmek üzere kentten ayrıldı.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Erzurum Seçimleri | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0850 302 20 29, +90 442 234 95 52 pbx GSM: +90 530 172 64 10 | Faks : + 90 442 234 26 41 | Haber Yazılımı: CM Bilişim